Üniversite lisans hayatımın son aylarına doğru yaklaşıyorduk. Rüya gibi geçen 4 seneydi. Keşke diyebileceğim iki üç şey vardır. Onun haricinde harika anılar ve verimli çalışmalara imza attığımı düşünüyorum. Yaptığım son etkinlik olarak Let’s Do it Akdeniz! Projesinde Çanakkale İl Koordinatörü olarak görev yaptım.
Gençlik çalışmalarından tanıdığım Mert Görkem Ayaz bir gün aradı. Abi nasılsın ne var ne yok diye. O sıra projeden bahsetti ve Çanakkale’de sen bizim temsilcimiz olur musun diye teklifte bulundu. Doğaya ve çevreye önem verdiğimden kabul ettim.
Let’s Do It, Akdeniz! (Haydi Yapalım Akdeniz) Projesinin fikri 2008 yılında küçük bir Baltık ülkesi olan Estonya’da filizlendi. 3 Mart tarihinde 50.000 gönüllü bir araya gelerek ülkenin her yerindeki 10.000 ton ağırlığındaki çöpü 5 saat içinde temizledi. Hareketin görüntüleri bir anda yayıldı ve sonrasında 15 ülke tarafından mükemmel sonuçlarla tekrar edildi. Toplam gönüllü sayısı 2.5 milyonu buldu. Haydi Yapalım (Let’s do it!) hareketi 2012 yılı boyunca Dünya Temizliği (World Cleanup) kampanyasıyla aralarında Türkiye’nin de bulunduğu çok sayıda ülkede uygulandı. Bugüne kadar toplam 111 ülkede 198 temizlik hareketi düzenledi ve toplam 9 milyon gönüllü etkinlikte yer aldı.
3 kıtada bulunan ve tek bir deniz, Akdeniz etrafında yaşayan 22 ülkeyi Akdeniz’i 1 günde temizlemek üzere bir araya getiren Let’s Do It, Mediterranean (Akdeniz)! hareketi 10 Mayıs 2014 tarihinde ilk temizliğini yapacaktı. 22 Akdeniz ülkesi olarak 46.000 kilometrelik Akdeniz kıyılarındaki temizlik hareketi olarak kayıtlara geçti. Türkiye Akdeniz kıyılarında ve su altında (Edirne’den Hatay sınırına) 10 ilde gönüllü olarak temizleme hareketini planladı.
Etkinliğe okulumun son zamanları diye ufak çapta düşünmüştüm. Sadece Biga’da yaparım diye planlıyordum. Yinede farklı ilçelerde yer alan STK’lar ve öğrenci toplulukları ile irtibata geçsem de pek sıcak bakan yoktu. İstanbul’dan dalgıç ekibi gelmek istiyordu ama benim Çanakkale Merkez’de ağırlamak istemiyordum. Ana ekibim Biga’da olduğundan farklı illere gitmelerini rica ettim. İl temsilcileri ile uzaktan online toplantılar yapma tecrübesini ilk defa deneyimledim.
Etkinlik öncesi Valilikten izin almamız gerekiyormuş. Çanakkale Valiliğini arayıp durumu anlattım. Telefondaki kişi tutturuyor elden vermeniz gerekiyor diye. Bir dilekçe için 94 km yol gitmek saçma geliyor. Mail atayım veya faks çekeyim dedim. Başta yine anlaşamadık ama maili en son kabul etti. Dilekçeyi yolladığım gün 5 Mayıs 2014’tü. Etkinliğe 5 gün vardı. Vaktimiz çok kısaydı. Fakülteye gittiğim o hafta Vali Bey okula ziyarete gelmişti. Bende bekliyorum belki dilekçe ulaşır beni merak eder çağırır diye ama ses seda yok. Ardından Biga Belediyesine gidip Belediye Başkanı İsmail IŞIK’a durumu anlattım. Biga Koçabaş Çayı’nda temizlik yapmak istiyorduk. İzin veremem dedi. Sebebi olarak güvenli bir yer değil. Temizlik yaparken birisine bir şey olsa hesap veremeyiz. İkincisi olarak halk sizi orada görecek ve belediyeye sitem edecek. Koca belediye temizlemiyor da üniversiteli gençler temizliyor demeye başlar dedi. Bende o zaman halkın bunu demesini istemiyorsanız belediye çalışanları olarak bu bölgeyi temizlesinler. Hem iş güvenliği olarak araç ve gereçlerinizde mutlaka vardır dedim. Eleştiri gelince her yönetici gibi pek hoşuna gitti diyemem.
Bir sabah cep telefonum çalıyor. Tanımadığım bir numara beni arıyordu. Açmadım. İkinci öğretim olduğundan dolayı saat 10’a doğru kalkardım. Daha sonra yurttan Hüseyin geldi. Telefonla seni aramışlar neden bakmıyorsun hadi kal gel müdüriyet odasına seni kaymakamlıktan arıyorlar dedi. Uyku sersemi ne alaka dedim. Kalktım telefona gittim. Kunter Bey size ulaşamadık. Acilen Kaymakamlığa gelir misiniz Kaymakam (Fatih GENEL) Bey sizlerle görüşmek istiyor. Tamam dedim bir duş alıp 15 dakikaya geliyorum dedim. Hazırlandım ve Biga Kaymakamlığına gittim. Randevusu olanlar bekliyordu. Acele bir şekilde beni içeri aldılar. Bir an garipsedim. İçimden ne oluyor demeye başladım.
Fatih Bey Kunter sen miydin dedi. Telefonlarına neden bakmıyorsun oğlum seni kim aramış biliyor musun dedi. Hangi numara diyecektim ama jeton düştü bu sabah arayan numara olmalıydı. Kim aramış diye sorduğumda Vali Bey dedi. Benim işim var çıkmam gerekiyor ve acilen seni görüştürsünler diye talimat verdi. Çıkarken de projen varmış, Çanakkale İl Koordinatörü yazmışsın ama ufacık bir şeysin sen ya diyerek gülümsedi. Bende Kaymakam Bey ufacık tefeciğim ama bir o kadarda görünmeyen yerim var. Yere yakın olanlardan korkmak gerek diye gülümseyerek cevap verdim.
Telefon çaldı ve görüşmeye başladık. Hatta olan Çanakkale Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Dağ’dı. Kunter Bey projenizin izin dilekçesi tarafımıza ulaştı ve çok beğendik. Bizlerde yakın zamanda buna benzer bir çalışma istiyorduk. Tam isabet oldu. Öğleden sonra komisyonu topluyorum sizleri de aramızda görmek isteriz dedi. Komisyon derken efendim dedim. Saymaya başladı İl Milli Eğitim, Askeri Birlik Komutanları, STK’lar vs. yani kısaca şehrin önde gelen kurumların temsilcileri. Bekir Bey davetiniz için çok teşekkür ederim ama bu kısa zamanda Çanakkale’ye gelmem imkansız ve şuanda girmem gereken önemli bir ders var dedim. Bekir Bey bir an durakladı. Nasıl yani siz öğrenci misiniz? Ben bir öğrenciden mi emir alıyorum dedi. Estağfurullah dedim. Emir değil proje ortağı diyelim. Evet İşletme 4. Sınıf öğrencisiyim dedim ama unvanınız Çanakkale İl Sorumlusu yazıyor dedi. Evet doğrudur dedim. STK’lar da çok aktif olduğumdan bu projede onlardan sadece birisidir. Neden peki yapıyorsunuz dedi? Çanakkaleli olmayabilirim ama bizler gençler olarak yaşadığımız coğrafyayı kalkındırmamız gerekiyor. Artık burası bizim ikinci memleketimiz dedim. Bizler özel sektör veya kamu sektöründe yönetici adaylarıysak şimdiden çalışmamız gerektiğini düşünüyorum dedim. Tebrik etti. Bizler yetişkinler olarak ve unvanlarımız olmasına rağmen bir çok kişi bu duyarlılığa sahip değiller. Benden bir isteğin peki var mı dedi. Dalgıç ekibini iptal ettiğimi anlattım. Onun yerine Çanakkale Emniyet Müdürlüğünden Deniz Şube Müdürlüğünde yer alan Sualtı Grup Amirliği Kordon’da dalış yapmasını isterim dedim. Tamam dedi organize edeceğim. Başka dedi. Cumartesi günü sabahtan sizlerle tanışmaya ve etkinliğin bir ayağını da merkeze taşıdığımı söyledim. Cumartesi gününe anlaşmıştık.
Vali Yardımcısı Bekir Bey’den sözü alınca hemen Biga Kaymakamı Fatih Bey’i aradım. Çanakkale Valiliği bizlere destek oluyor. Sizlerden de gönüllü arkadaşlar için tişört dağıtmak istiyorum. Bunun için tişört ve baskı masraflarında destek olur musunuz dedim ve kabul etti. Gönüllülere hatıra kalması ve projenin görünürlüğü için güzel bir çalışma oldu. Baskı işlemlerini halettim. Çöp Torbası için Koroplast markası destek olmuştu. Çanakkale Bölge Sorumlusu İlker Özkul yurda kadar çöp torbası getirerek destek olmuştu. Her şey yolunda gidiyordu. Son toplantımızda görev dağılımları ve planlarımızı tekrar gözden geçirdik.
Yakın arkadaşım Sibel Altun ve ben sabah erkenden Çanakkale’ye gittik. Bekir Bey ile buluştuk. Önce bir kafe de oturup sohbet ettik. Karşılıklı olarak yapılan çalışmalardan konuştuk. Bekir Bey ile daha önce tanışmak isterdim. Şehitlikte yapılan bir etkinliği anlatırken Şehitlik Gezisi dediği an uyardım Bekir Bey siz yapmayın orası gezi değil ziyaret olması gerekiyor dedim. Ağız alışkanlığı dedi yoksa haklısınız dedi. Şu gezi kelimesini kim ağzımıza alıştırdıysa bulmak gerek onu!
Hava kapanıyordu. Şansımıza yağmurlu geçecek gibiydi. Kordonda Polislerin yanına geçtik. Dalgıçlar denizden çöpleri çıkarmıştı. Ne ararsan var araba lastiği, şişeler,çöpler vs. Güzelim doğayı böylece hor kullanıp kirletiyorlar. Dalgıç Polisler tam üstlerini çıkarmaya yakın sordum. Sualtında fotoğraf çekildi mi diye. Hayır dediler. Tekrar dalıp fotoğraf çekmeleri konunda rica ettim. O sıra Emniyetten amirleri sanırım. Rütbesini bilmiyorum ama yetkili birisi yanıma geldi. Kardeşim etkinlik güzelde neden hafta sonumuzu aldın. Sabah erkenden bizi buraya getirttin dedi. Üstüne bak tekrar dalıyoruz dedi. İlk olarak fotoğraf olayını sizler atlamışsınız. İkincisi olarak şuan 22 Akdeniz ülkesinde eş zamanlı yapıyoruz ama derseniz ki biz yine memnun değiliz Bekir Bey’e durumu söyleyeyim deyince olur mu öyle şey sakın söyleme diyerek tedirgin oldu. Bastırdığımız tişörtlerden birini Bekir Bey’e hediye etmek istedi. O da teşekkür ederek Emniyet Personeline hediye etti.
Sualtından fotoğraflar çekilmişti. Kordonda insanların yaptıklarını görmesi adına çöpler sergilenmişti. Bekir Bey ve ekiple vedalaşarak Biga’ya geri dönmemiz gerekiyordu. Ayrılmadan Çanakkale simgelerinden Truva Atı Heykelinin önünde fotoğraf çekildik.
Daha sonra Aynalı Çarşıya gittik. Erzincan’dan Şehitlik Ziyaretine gelen öğrencilere projeyi anlattık ve fotoğraf çekildik.
Biga’ya dönüp Karabiga’ya geçtim. Sibel’in başı ağrıdığından Karabiga’ya gelemedi. Hava yağmurlu olmasına rağmen ekip harika canla başla çalışıyordu. Karabiga Sahilinde abartmıyorum 8 saatlik çalışmanın sonunda yerde bir tane yosun bulamazsınız. Kumsal bal dök yala olmuştu. Arkadaşlar tırpan almak için köylüye gidip projeyi anlatmış. Hatta halktan katılanlar bile oldu. Belediyeyi eleştirenler vs. oldu. Gençler sizlerle gurur diyoruz diyorlardı. Çocukların yüzlerini boyadığımız için onlarda çok mutluydu. Doğayı temiz tutmamız gerektiğini anlatıyorduk.
Temizliğin yanında dinlenmek adına Serhat gitar çalarak şarkılar söylüyorduk. Proje kapsamında Çanakkale Merkezde Sualtı Grup Amirliği’nden 4 dalgıç, 1 saat 30 dakika boyunca dalış gerçekleştirerek 30 çöp poşeti çöp çıkardı. Karabiga sahillerinde ise 20 gönüllünün 8 saatlik temizliği sonucu 100 poşet çöp toplandı.
Karabiga Belediye Başkanı Muzaffer Karataş’ın numarasını bulup aradım. Daha öncesinde izin almadım. Eğer alsaydım Biga’da başıma gelen burada da geleceğinden emindim. Kendimi tanıttım. Yaptığımız çalışma sonucu sizlerden sadece destek olarak bir çöp aracı göndermenizi ve burada bulunan 100 çöp poşeti almasını rica ediyoruz dedim. Başkandan destek beklerden kızmaya başladı. Benim bu projeden haberim yok. Şimdi halk tepki gösterecek ve hafta sonu şimdi ben kimseyi gönderemem çöpleri aldırmaya dedi. Bir seçilmiş belediye başkanın bunları demesi ne kadar üzücü. Madem pis olduğunu biliyorsun neden temizletmiyorsun. İkincisi bir emek var sadece araç gönderilecek onu da aldıramıyorsan neden hizmet etmek için başkan oldunuz diye sormaya başladım. Aldırmayacağını bir kez daha söyledi. Saygı duyarım dedim. Biz kendimize düşen kısmı yaptık. Gerisi size kalmış. Saygı duyarım başkanım. İyi tatiller dilerim deyip konuşmayı bitirdim.
Çanakkale ekibi olarak “TÜKETTİĞİMİZ ÜRÜNLER GELECEĞİMİZİ TÜKETMESİN!” sloganı ile çalıştık. Ülkemizde Edirne, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Mersin, Adana ve Hatay’da yaşayan her yaştan gönüllü bizimle birlikte oldu. Projemiz 5 yıllık bir süreçtir. Bu yıl ilkini gerçekleştiriyoruz. Amacımız insanlarda temizlik ve çevreyi koruma anlamında farkındalık yaratmaktı. Sadece çöp toplamadık. Çocuklara balonlar dağıtıldı, yüzleri boyandı ve çevre temizliği hakkında bilgilendirmeler yapıldı. #akdenizaşkım #akdenizölüyor @LDITAkdeniz hashtaglari ile sosyal medyada yer aldık. Ayrıca yerel gazeteler ve ulusal haberlerde yer aldık.
Emeği geçen herkese tekrardan teşekkür ederim. Uluslararası bir etkinliği böyle harika bir şekilde noktalamaktan mutluydum.
Çanakkale’de projeye destek verenler ve gönüllü olanlar şu şekildedir. Çanakkale Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Dağ ve Emniyet Müdürünün destekleri sonucu sualtı temizliğinde yardımcı olan Sualtı Grup Amirliği Dalış Ekibi, Biga Kaymakamı Fatih Genel, Koroplast Bölge Sorumlusu İlker Özkul, Sibel Altun, Neslihan Karakaplan, Reyhan Kutanoğlu, Sena Hemşin, Melek Koç, Gizem Anıl, Elif Çetiner, Serhat Dirik, Fuat Kömürcü, Ezgi Erim, Öznur Tutkun, Meltem Çiftçi, Semiha Öztürk, Burcu Ataman ve Kunter Güleç olarak etkinlikte yer aldık.